11 Aralık 2011 Pazar

Biyoloji 10. Sınıf Ders Kitabında Geçen Darwinist İddialar

Davranışların canlının evrimleşmesini sağladığı” aldatmacası: Canlının davranışları hiçbir zaman onun genetik bilgisine bir ekleme veya çıkarma yapmaz...
“Davranışların canlının evrimleşmesini sağladığı” aldatmacası:
• Canlının davranışları hiçbir zaman onun genetik bilgisine bir ekleme veya çıkarma yapmaz. Örneğin güneşten korunmak için bir canlının ağacın altına saklanması o canlıyı daha küçük boylu hale getirmez, bu canlının neslinin küçük boylu olmasına neden olmaz. O canlı da ondan sonra gelen nesiller de aynı boyda olacaklar ve hep ağaçların altında başlarını eğerek saklanmak zorunda kalacaklardır.

• Aynı şekilde bir canlı av olmaktan kaçarken hızlı koşmaya başladığı için ondan sonra gelen nesiller hızlı koşmaya başlamazlar. Ondan sonra gelen nesiller de hep aynı hızda koşacak ve bunların bir kısmı mutlaka avcılara av olacaklardır.

• Canlılarda tüy renklerinde, kuşların gagalarında vs küçük değişiklikler olabilir. Bunlar tür içinde gerçekleşen varyasyonlardır. Varyasyonlar o türün genetik bilgisinde var olan özelliklerin çevresel etmenlerle ortaya çıkması veya baskılanmasıdır. Gagası uzayan kuşta hiçbir şekilde genetik bir değişim olmamış, ona yeni bir genetik bilgi eklenmemiştir. Bu kuşun gagası daima genlerinde olan bilgi dahilinde büyüyecek, hiçbir zaman başka bir şekle dönüşmeyecek, değişmeyecektir. (Türkiye’deki ineklerle İrlanda’da yaşayan ineklerin küçük yapısal farklılıklarının olması gibi).

“İçgüdülerin kalıtsal davranış dizileri olduğu” aldatmacası:


• Canlılar insanlardan farklı olarak bilinçleri kapalı olan varlıklardır. İnsan gibi düşünemez, muhakeme yargıda bulunamaz ve en önemlisi “ben kimim” veya “ben neyim” sorusunu soramazlar. Dolayısıyla onların yavruları veya başka canlılar için fedakarlık yapmaları, gerekirse kendilerini tehlikeye atmaları veya fedakarlık amacıyla intihar etmeleri kendilerinin düşünerek tasarlayarak yapabilecekleri davranışlar değildir.

• Bir türün bütün nesillerinin aynı davranış ve fedakarlık özelliklerine sahip olmasının tek nedeni, Allah’ın onları bu şekilde yaratmış olmasıdır.

• Nitekim Darwinistlerin, bir canlının edindiğini iddia ettikleri özelliği bir sonraki nesle nasıl aktardığını açıklayamamaları, bu konudaki iddialarının ne derece geçersiz olduğunu görmek açısından önemlidir.

• Darwinistler canlıların beyin yapılarını içgüdüye sebep olarak gösterirler. Ama pek çok canlı –karınca vs– kendi beyin ve sinir sistemlerinden beklenmeyecek şekilde fedakarane tavır sergilerler.

• Darwinistler genellikle bu konuyu "hayvanlar bunu yapmak için programlanmışlardır" şeklinde bir açıklama yaparak geçiştirmeye çalışırlar. Fakat bu programlamayı kimin yaptığının üzerinde hiç durmazlar. Canlıların, Darwinistlerin kesinlikle açıklayamadıkları muhteşem fedakar davranışları, Allah’ın üstün eseridir.

İçgüdü ile ilgili Darwin’in itirafları:


"İçgüdüler Doğal Seçmeyle kazanılabilir ve değişikliğe uğrayabilir mi? Arıyı büyük matematikçilerin buluşlarını çok önceden uyguladığı petek gözlerini yapmaya yönelten içgüdü için ne diyeceğiz?"
"İçgüdülerin birçoğu öylesine şaşırtıcıdır ki, onların gelişimi okura belki TEORİMİ TÜMÜYLE YIKMAYA YETER GÜÇTE GÖRENECEKTİR.”( Charles Darwin, Türlerin Kökeni, s. 275)

“Canlıların evrimi ile ilgili görüşler” bölümünde yer alan iddiaların asılsızlığı:


Fosil kanıtların evrime delil verdiği aldatmacası:

• Söz konusu iddia, Darwinistlerin en büyük aldatmacalarından birini oluşturur.

• Yer altından 100 milyon fosil çıkarılmıştır. Darwinistler bu fosillerin tümünü saklamışlardır.

• Saklamalarının sebebi, fosillerin tümünün Yaratılışı ispat etmesi ve bu fosillerin arasında evrimi ispatlaması gereken TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL OLMAYIŞIDIR.

• Darwinistler fosilleri sakladıkları için, insanları fosillerin evrimi desteklediği iddiasıyla yıllarca aldatmışlardır.

• Ancak şu anda bu fosiller deşifre edildiğinden, Darwinistlerin yıllarca insanları aldattıkları ortaya çıkmıştır.

• 100 MİLYON FOSİLİN TEK BİR TANESİ BİLE ARA FOSİL DEĞİLDİR. FOSİLLERİN TAMAMI MİLYONLARCA YILDIR DEĞİŞMEMİŞ CANLILARA AİTTİR VE TAMAMI EVRİMİ REDDETMİŞTİR. 

Yeryüzünün en alt katmanlarındaki fosillerin basit yapılı canlılara ait olduğu, üst katmanlara gidildikçe canlıların gelişmiş yapıda oldukları aldatmacası:

• Darwinistler, yaşamın hayali bir tek hücre ile başladığını iddia ederler. Bu iddiayı makul gösterebilmek için de tek hücreli bir canlının son derece basit yapılı olduğu aldatmacasıyla ortaya çıkarlar. Oysa tek bir hücre, Darwinistlerin detaylarını hala açıklayamadıkları muhteşem bir kompleksliğe sahiptir.

• Darwinistler henüz bu tek hücrenin TEK BİR PROTEİNİNİ BİLE OLUŞTURAMAMAKTADIRLAR.

• Tek bir proteinin tesadüfen oluşma ihtimalinin 10950’de bir yani SIFIR olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla Darwinistlerin “ilkelden gelişmişe” iddiaları tam olarak bir aldatmacadır.

• Bu aldatmacaya en büyük delillerden bir diğeri ise, yeryüzünde tek hücreli canlıların ortaya çıkışının hemen arkasından göz gibi kompleks yapılara sahip olağanüstü çeşitlilikte canlıların ortaya çıktığı Kambriyen dönemidir. Yaklaşık 540 milyon yıl önce yaşanan ve şu ankinden çok daha fazla canlı şubesinin ortaya çıktığı bu dönem, Darwinistler tarafından açıklanamamaktadır. (Şube, canlıların tür, cins, aile, takım, sınıf, şube, alem şeklindeki sınıflandırmasında, alemden sonraki en büyük sınıfı temsil eder).

• Nitekim Darwinistler bu fosillerin kendileri için büyük bir açmaz teşkil ettiğini bildiklerinden, Kambriyen fosillerini 70 yıl saklamışlardır. 

“Evrim açısından yakın grupların protein yapılarının benzer olduğu” aldatmacası:

Yeryüzünün en alt katmanlarındaki fosillerin basit yapılı canlılara ait olduğu, üst katmanlara gidildikçe canlıların gelişmiş yapıda oldukları aldatmacası:

• Darwinistler, yaşamın hayali bir tek hücre ile başladığını iddia ederler. Bu iddiayı makul gösterebilmek için de tek hücreli bir canlının son derece basit yapılı olduğu aldatmacasıyla ortaya çıkarlar. Oysa tek bir hücre, Darwinistlerin detaylarını hala açıklayamadıkları muhteşem bir kompleksliğe sahiptir.

• Darwinistler henüz bu tek hücrenin TEK BİR PROTEİNİNİ BİLE OLUŞTURAMAMAKTADIRLAR.

• Tek bir proteinin tesadüfen oluşma ihtimalinin 10950’de bir yani SIFIR olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla Darwinistlerin “ilkelden gelişmişe” iddiaları tam olarak bir aldatmacadır.

• Bu aldatmacaya en büyük delillerden bir diğeri ise, yeryüzünde tek hücreli canlıların ortaya çıkışının hemen arkasından göz gibi kompleks yapılara sahip olağanüstü çeşitlilikte canlıların ortaya çıktığı Kambriyen dönemidir. Yaklaşık 540 milyon yıl önce yaşanan ve şu ankinden çok daha fazla canlı şubesinin ortaya çıktığı bu dönem, Darwinistler tarafından açıklanamamaktadır. (Şube, canlıların tür, cins, aile, takım, sınıf, şube, alem şeklindeki sınıflandırmasında, alemden sonraki en büyük sınıfı temsil eder).

• Nitekim Darwinistler bu fosillerin kendileri için büyük bir açmaz teşkil ettiğini bildiklerinden, Kambriyen fosillerini 70 yıl saklamışlardır.

“Embriyolojinin evrime kanıt verdiği” aldatmacası:

• “Evrimin embriyolojik kanıtı var” aldatmacası, tarihin en büyük bilimsel sahtekarlarından Ernst Haeckel’in bir sahtekarlığıdır.

• Haeckel, Darwin’e kendince katkı sağlamak amacıyla yazığı kitabında ve sonradan yaptığı embriyo çizimlerinde, farklı canlıların embriyo resimlerini yanyana koyarak bunların hepsinin ortak kökenden geldiğini iddia etmekteydi.

• Canlıların embriyo hallerinin birbirine çok benzediğini, hatta insan embriyosunda solungaçlar olduğunu öne sürmüştü.

• Fakat çok geçmeden bu çizimlerde sahtekarlık yapıldığı, Haeckel’in kendi isteklerine göre bu çizimleri tamamen çarpıttığı anlaşılmıştır.

• Embriyolar gerçekte birbirlerine hiç benzememektedirler. Haeckel, çizimlerde olabilecek her türlü tahrifatı yapmıştır. Embriyolara hayali organlar eklemiş, bazılarından organları çıkarmış, büyüklükleri çok farklı olan embriyoları aynı boyda gibi göstermiştir.

• Haeckel'in insan embriyosunda "solungaç" diye gösterdiği yarıkların ise solungaçlarla hiçbir ilgisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunlar, gerçekte insanın orta kulak kanalının, paratiroidlerinin ve timüs bezlerinin başlangıçlarıdır.

• Bütün bunların açıklanmasının ardından Haeckel kendisi de yaptığı sahtekarlığı itiraf etmek zorunda kalmıştır:
Bu yaptığım sahtekarlık itirafından sonra kendimi ayıplanmış ve kınanmış olarak görmem gerekir. Fakat benim avuntum şudur ki; suçlu durumda yanyana bulunduğumuz yüzlerce arkadaş, birçok güvenilir gözlemci ve ünlü biyolog vardır ki, onların çıkardıkları en iyi biyoloji kitaplarında, tezlerinde ve dergilerinde benim derecemde yapılmış sahtekarlıklar, kesin olmayan bilgiler, az çok tahrif edilmiş, şematize edilip yeniden düzenlenmiş şekiller bulunuyor. (Francis Hitching, The Neck of the Giraffe: Where Darwin Went Wrong, New York: Ticknor and Fields 1982, s. 204 )

• Bu önemli bilimsel gerçeğe ve Haeckel’in kendi sahtekarlık itirafına rağmen, söz konusu iddia, ders kitaplarında şaşırtıcı şekilde evrimi destekleyen bir iddia gibi yerini almış bulunmaktadır.

“Sistematik sınıflandırmanın ve hiyerarşik dizilimin evrime delil olduğu” aldatmacası:

•    Darwinistler, canlıların hiyerarşik bir sıraya göre dizilip zaman içinde tür, cins, familya, takım, sınıf, şube ve alemler meydana getirdiklerini iddia etmektedirler. Bu, Darwinistlerin en büyük aldatma yöntemlerinden biridir.

•    Yeryüzünde yalnızca tek hücrelilerin ve birkaç çok hücrelinin (bunlar uzantı ve çeşitli uzuvlara sahip olmayan canlılardır) yaşadığı dönemde, günümüzden yaklaşık 540 milyon yıl önce gerçekleşmiş olan Kambriyen patlaması, Darwinistlerin bu iddiasını temelinden ortadan kaldırmaktadır.

•    Günümüzden 540 milyon yıl önce, şu an var olan tüm şubeler, hatta daha fazlası aniden yeryüzünde belirmiştir. Yalnızca 5 milyon yıl içinde varlığını sürdürmüş olan bu canlı çeşitliliği Darwinist Stephen Jay Gould’a göre “Darwin’e en büyük sıkıntı veren bulgu”dur.

•    Nitekim bu yüzden Kambriyen fosilleri bulunur bulunmaz Darwinist bir bilim adamı tarafından SAKLANMIŞ ve 70 YIL BOYUNCA ORTAYA ÇIKARILMAMIŞTIR. Daha sonra beklenmedik bir anda saklandıkları yerde bulunan söz konusu fosiller, gün ışığına çıkarıldıklarından beri Darwinizm’i çökerten en büyük delillerden biri olarak yerini korumaktadır.

•    Burada özellikle belirtilmesi gereken nokta ise şudur: Canlılar arasında hiyerarşik bir sınıflandırma olmuş olsaydı bile, bu yine sahte evrime bir delil teşkil etmezdi. Çünkü evrimin gerçek olması için öncelikle sahte evrimin kanıtlarının gösterilmesi ve trilyonlarca ara form fosili olması gerekirdi.

•    Fakat TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL BULUNMADIĞI gibi, canlıları evrimleştirebilen bir mekanizma veya sistem de YOKTUR.

•    Genlerde değişime sebep olabilen mutasyonlar bile canlıya fayda getirememekte, onu evrimleştirememekte, daha farklı bir canlıya dönüştürememektedir. Durum böyleyken, Darwinistlerin –tamamen uydurma olan– bir hiyerarşik sıralamayı delil olarak sunmaya çalışmaları bir sahtekarlıktır.

“Parazit enfeksiyonlarının evrime delil olduğu” aldatmacası:

•    Aynı parazitlerin bazı canlılarda enfeksiyona sebep olup bazılarında sebep olmamaları şaşırtıcı şekilde Darwinistler tarafından ortak ata iddiasına delil olarak sunulmaya çalışılmaktadır. Ancak bu bir aldatmacadır.

•    Canlılar, karbon temelli yaşamımızın bir gereği ve aynı atmosferi paylaşmamızın bir sonucu olarak benzer özelliklere sahip olarak yaratılmışlardır.

•    Yine bizlerle aynı atmosferi paylaşan aynı bakterilerin benzer özelliklere sahip farklı canlılarda yaşaması ve onlara etki etmesi de son derece doğaldır.

•    Eğer Darwinistlerin iddiaları doğru olsaydı bu durumda aynı bakterilerin, örneğin tüm memelilerde aynı etkiyi meydana getirmeleri gerekirdi. Fakat eğer bir bakteri insanda enfeksiyona neden olmuyor ama milyonlarca yıl önce şu anki görünümü ile yaratılmış ve hiçbir değişime uğramamış olan domuzda enfeksiyon meydana getiriyorsa, bu evrimleşme kanıtı değildir. Kuşkusuz eğer böyle bir şey olsaydı, milyonlarca yıldır varlığını sürdüren domuz türlerinin bu bakterilere kolaylıkla karşı koyabilecek şekilde değişime uğramış olmaları gerekirdi.

•    Fakat domuz neslinde hiçbir değişim olmadığı gibi, ona etki eden bakterilerde de hiçbir değişim olmamıştır. Dolayısıyla iddia, kesin olarak uydurma bir iddiadır, yalnızca sahte evrim propagandası yapabilmek için ortaya atılmaktadır.

“Sitoloji ve genetiğin Darwinizm’e delil verdiği” aldatmacası:

•    Söz konusu ders kitabında şaşırtıcı bir iddia gündeme getirilmiş ve genetik biliminin Darwinizm’e delil verdiği öne sürülmüştür. Bu trajikomik iddia, muhtemelen Darwinizm yenilgisini örtbas edebilmek adına uydurulmuş gibi gözükmektedir.

•    Genetik biliminin keşfinden beri Darwinistler tarafından çok iyi bilinen bir gerçek vardır. O da GENETİK BİLİMİNİN DARWİNİZM’İ TAMAMEN YIKTIĞI GERÇEĞİDİR.

•    Genetik bilimi, hücrenin Darwin’in sandığı gibi içi su dolu bir baloncuk olmadığını göstermiştir. Hücre organellerinin mükemmel bir düzen içinde çalıştıklarını, olağanüstü kompleks bir yapı sergilediklerini ortaya koymuştur.

•    Genetik bilimi, tek bir bakteri hücresine ait olan TEK BİR PROTEİNİN TESADÜFEN ASLA MEYDANA GELEMEYECEK kadar KOMPLEKS olduğunu göstermiştir.

•    Şu anda, bir bakteri proteini, değil çamurlu suda, üstün teknolojideki laboratuvarlarda bile oluşturulamamaktadır. Durum böyleyken, Darwinistlerin bakteri hücresine “ilkel” tanımlamasını yapmaları, büyük bir aldatmacadır.

•    Darwinistler bakterinin ilkel olduğu iddiasıyla hayatın sözde tesadüfi başlangıcının da kolay olduğu izlenimini vermeye çalışmaktadırlar. Fakat bakteri hücresindeki muhteşem komplekslik, bilim adamlarının deyimiyle bir galaksi ile karşılaştırılabilir düzeydedir ve Darwinistler tarafından açıklanamamaktadır.

“Organizmaların coğrafi dağılımlarının Darwinizm’e delil verdiği” aldatmacası:

•    Farklı çevre şartlarında farklı hayvan ve bitkilerin yaşamasının, bazen de aynı ortamlarda da farklı hayvan ve bitkilerin bulunmasının, nasıl ve hangi mantıkla evrime delil olarak sunulabildiğini anlamak mümkün değildir. Ancak söz konusu ders kitabında bu iddia sözde evrime bir delil olarak sunulmaya çalışılmıştır.

•    Canlılar, bu dünya üzerinde bu dünya şartlarına uygun olarak yaratılmışlardır. Elbette, yaratılış özelliklerine göre yaşam ortamları da değişmekte ama kimi zaman aynı ortamı paylaşabilmektedirler.

•    Bu, canlıların Yüce Rabbimiz’in “Ol” emriyle bir anda mükemmel şekilde yaratıldıklarının kanıtıdır. Darwinistler, böyle bir iddiayı anlaşılmaz şekilde ortak köken iddiasına delil olarak sunmaya çalışacaklarına, öncelikle sözde evrime kanıt getirebilmelidirler. Hayali ilk hücrenin oluşumunu açıklayabilmeli, ara fosil getirebilmeli, Yaratılışı ispat eden 100 milyon fosili ve milyonlarca yıl boyunca değişmeden kalmış olan tüm yaşayan fosilleri açıklayabilmelidirler. Ancak Darwinistler, bunların hiçbirine açıklama getirememektedirler.

•    Canlıların yaşadıkları yerleri, hiçbir gerçekliği olmamasına rağmen evrime delil olarak göstermeye çalışmak, Darwinistlerin sonuçsuz demagoji yöntemlerinden bir diğeridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder