Doğal seleksiyonun hiçbir evrimleştirici etkiye sahip olmadığını gören evrimciler, 20. yüzyılda iddialarına bir de "mutasyon" kavramını eklemişlerdir...
Evrim teorisine temel teşkil eden mekanizmalar olarak lanse edilen "doğal seleksiyon" ve "mutasyon"un, evrimcilerin inanışlarının aksine kesinlikle evrimi desteklemedikleri, aksine yalanladıkları bilimsel olarak ispatlanmıştır.
Doğal Seleksiyon Yanılgısı
Darwin'in evrim mekanizması olarak öne sürdüğü doğal seleksiyonun, gerçekte evrimleştirici hiçbir etkisi yoktur. Çünkü doğal seleksiyon, tek bir yeni canlı türü bile oluşturamaz.
Dünya üzerinde bir milyonu aşkın farklı canlı türü yaşar. Her biri son derece farklı özelliklere ve mükemmel sistemlere sahip olan bu canlılar nasıl ortaya çıkmışlardır? Bu soruyu sağduyu ile inceleyen her insan, tüm bu canlılığın üstün ve kusursuz bir yaratılışın ürünü olduğunu görecektir.
Evrim teorisi ise, bu açık gerçeği reddeder. Teori, yeryüzündeki tüm canlı türlerinin tesadüflere dayalı bir süreç sonucunda birbirlerinden türediklerini öne sürmektedir.
Canlılığın yeryüzünde tesadüfen ortaya çıkmasının imkansız oluşu gibi, canlı türlerinin birbirlerine dönüşmesi de imkansızdır. Çünkü doğada böyle bir güç yoktur. Doğa dediğimiz kavram, taşı, toprağı, havayı, suyu oluşturan bilinçsiz atomların bir toplamıdır. Bu cansız madde yığını, omurgasız bir canlıyı balığa çevirecek, sonra onu karaya çıkarıp sürüngen yapacak, sonra kuş yapıp uçuracak ve en son olarak da insana dönüştürecek bir güce kesinlikle sahip değildir.
Bu gerçeği inkar eden Darwin, "evrim mekanizması" olarak bir kavram öne sürmüştü: Doğal seleksiyon. Doğal seleksiyon, diğer bir ifadeyle 'doğal seçme' demektir. Güçlü ve içinde bulunduğu doğal şartlara uygun olan canlıların hayatta kalacağı düşüncesine dayanır. Örneğin aslanlar tarafından tehdit edilen bir zebra sürüsünde, daha hızlı koşabilen zebralar hayatta kalacaktır. Elbette ki bu mekanizma zebraları evrimleştirmez, onları başka bir canlı türüne, örneğin fillere dönüştürmez.
Nitekim doğal seleksiyonun canlıları evrimleştirdiğine dair tek bir gözlemlenmiş delil yoktur. Ünlü bir evrimci olan İngiliz paleontolog Colin Patterson, bu gerçeği şöyle itiraf eder:
"Hiç kimse doğal seleksiyon mekanizmalarıyla yeni bir tür üretememiştir. Hiç kimse böyle bir şeyin yakınına bile yaklaşamamıştır. Bugün neo-Darwinizm'in en çok tartışılan konusu da budur."
Mutasyon Yanılgısı
Mutasyonlar, canlıların başına gelen genetik kazalardır. Her kaza gibi zarar verir, tahrip ederler. Mutasyonun "evrim" sağlaması, bir çekiç darbesinin bir saati geliştirmesi kadar imkansızdır.
Doğal seleksiyonun hiçbir evrimleştirici etkiye sahip olmadığını gören evrimciler, 20. yüzyılda iddialarına bir de "mutasyon" kavramını eklemişlerdir. Mutasyonlar, radyasyon gibi dış etkenler sonucunda canlıların genlerinde meydana gelen bozulmalardır. Evrimciler ise bu bozulmaların canlıları evrimleştirdiğini öne sürerler.
Bu iddia bilimsel veriler tarafından yalanlanmaktadır. Çünkü gözlemlenen tüm etkili mutasyonlar, canlılara sadece zarar verirler. Mutasyonlar insanlarda mongolizm, Down sendromu, albinizm, cücelik, orak hücre anemisi gibi zihinsel ya da bedensel bozukluklara veya kanser gibi hastalıklara neden olmaktadır.
Mutasyonların canlıları evrimleştirmesinin mümkün olmamasının bir diğer sebebi, mutasyonun bir canlıya yeni genetik bilgi eklemeyişidir. Mutasyonlar var olan genetik bilginin, iskambil kağıtlarındaki gibi kendi arasında düzensiz olarak tekrar karışmasına yol açar. Dolayısıyla mutasyonlarla yeni bir genetik bilginin oluşması mümkün değildir.
Evrim teorisi ise canlıların genetik bilgisinin zaman içinde arttığını iddia eder. Örneğin en basit yapıdaki bir bakteride, yaklaşık 2.000 çeşit protein bulunurken insan gibi bir organizmada 100.000 çeşit protein vardır. Bir bakterinin insana dönüşmesi için tam 98.000 çeşit yeni proteinin "keşfedilmesi" gereklidir. Bu proteinlerin yapısının mutasyonlar tarafından oluşturulması ise hiçbir şekilde mümkün değildir, çünkü mutasyonlar DNA zincirini uzatmazlar.
Nitekim bugüne dek, canlıların genetik bilgisini geliştiren tek bir mutasyon bile gözlemlenememiştir. Bu nedenle Fransız Bilimler Akademisi eski Başkanı Pierre-Paul Grassé, mutasyonlar hakkında şöyle söylemektedir:
"Ne kadar çok sayıda olursa olsunlar, mutasyonlar herhangi bir evrim meydana getirmezler."
Doğal Seleksiyon Yanılgısı
Darwin'in evrim mekanizması olarak öne sürdüğü doğal seleksiyonun, gerçekte evrimleştirici hiçbir etkisi yoktur. Çünkü doğal seleksiyon, tek bir yeni canlı türü bile oluşturamaz.
Dünya üzerinde bir milyonu aşkın farklı canlı türü yaşar. Her biri son derece farklı özelliklere ve mükemmel sistemlere sahip olan bu canlılar nasıl ortaya çıkmışlardır? Bu soruyu sağduyu ile inceleyen her insan, tüm bu canlılığın üstün ve kusursuz bir yaratılışın ürünü olduğunu görecektir.
Evrim teorisi ise, bu açık gerçeği reddeder. Teori, yeryüzündeki tüm canlı türlerinin tesadüflere dayalı bir süreç sonucunda birbirlerinden türediklerini öne sürmektedir.
Canlılığın yeryüzünde tesadüfen ortaya çıkmasının imkansız oluşu gibi, canlı türlerinin birbirlerine dönüşmesi de imkansızdır. Çünkü doğada böyle bir güç yoktur. Doğa dediğimiz kavram, taşı, toprağı, havayı, suyu oluşturan bilinçsiz atomların bir toplamıdır. Bu cansız madde yığını, omurgasız bir canlıyı balığa çevirecek, sonra onu karaya çıkarıp sürüngen yapacak, sonra kuş yapıp uçuracak ve en son olarak da insana dönüştürecek bir güce kesinlikle sahip değildir.
Bu gerçeği inkar eden Darwin, "evrim mekanizması" olarak bir kavram öne sürmüştü: Doğal seleksiyon. Doğal seleksiyon, diğer bir ifadeyle 'doğal seçme' demektir. Güçlü ve içinde bulunduğu doğal şartlara uygun olan canlıların hayatta kalacağı düşüncesine dayanır. Örneğin aslanlar tarafından tehdit edilen bir zebra sürüsünde, daha hızlı koşabilen zebralar hayatta kalacaktır. Elbette ki bu mekanizma zebraları evrimleştirmez, onları başka bir canlı türüne, örneğin fillere dönüştürmez.
Nitekim doğal seleksiyonun canlıları evrimleştirdiğine dair tek bir gözlemlenmiş delil yoktur. Ünlü bir evrimci olan İngiliz paleontolog Colin Patterson, bu gerçeği şöyle itiraf eder:
"Hiç kimse doğal seleksiyon mekanizmalarıyla yeni bir tür üretememiştir. Hiç kimse böyle bir şeyin yakınına bile yaklaşamamıştır. Bugün neo-Darwinizm'in en çok tartışılan konusu da budur."
Mutasyon Yanılgısı
Mutasyonlar, canlıların başına gelen genetik kazalardır. Her kaza gibi zarar verir, tahrip ederler. Mutasyonun "evrim" sağlaması, bir çekiç darbesinin bir saati geliştirmesi kadar imkansızdır.
Doğal seleksiyonun hiçbir evrimleştirici etkiye sahip olmadığını gören evrimciler, 20. yüzyılda iddialarına bir de "mutasyon" kavramını eklemişlerdir. Mutasyonlar, radyasyon gibi dış etkenler sonucunda canlıların genlerinde meydana gelen bozulmalardır. Evrimciler ise bu bozulmaların canlıları evrimleştirdiğini öne sürerler.
Bu iddia bilimsel veriler tarafından yalanlanmaktadır. Çünkü gözlemlenen tüm etkili mutasyonlar, canlılara sadece zarar verirler. Mutasyonlar insanlarda mongolizm, Down sendromu, albinizm, cücelik, orak hücre anemisi gibi zihinsel ya da bedensel bozukluklara veya kanser gibi hastalıklara neden olmaktadır.
Mutasyonların canlıları evrimleştirmesinin mümkün olmamasının bir diğer sebebi, mutasyonun bir canlıya yeni genetik bilgi eklemeyişidir. Mutasyonlar var olan genetik bilginin, iskambil kağıtlarındaki gibi kendi arasında düzensiz olarak tekrar karışmasına yol açar. Dolayısıyla mutasyonlarla yeni bir genetik bilginin oluşması mümkün değildir.
Evrim teorisi ise canlıların genetik bilgisinin zaman içinde arttığını iddia eder. Örneğin en basit yapıdaki bir bakteride, yaklaşık 2.000 çeşit protein bulunurken insan gibi bir organizmada 100.000 çeşit protein vardır. Bir bakterinin insana dönüşmesi için tam 98.000 çeşit yeni proteinin "keşfedilmesi" gereklidir. Bu proteinlerin yapısının mutasyonlar tarafından oluşturulması ise hiçbir şekilde mümkün değildir, çünkü mutasyonlar DNA zincirini uzatmazlar.
Nitekim bugüne dek, canlıların genetik bilgisini geliştiren tek bir mutasyon bile gözlemlenememiştir. Bu nedenle Fransız Bilimler Akademisi eski Başkanı Pierre-Paul Grassé, mutasyonlar hakkında şöyle söylemektedir:
"Ne kadar çok sayıda olursa olsunlar, mutasyonlar herhangi bir evrim meydana getirmezler."

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder