Geçmiş medeniyetlere dair buluntular, evrim teorisinin "ilkelden medeniyete doğru ilerleme" iddialarını geçersiz kılmaktadır...
İngiliz televizyon kanalı BBC’de İngiltere’de bulunan Stonehenge isimli yapıt hakkında önemli bir haber yapıldı. Haberin içeriği Sayın Adnan Oktar’ın, ilk baskısı Aralık 2005 tarihinde yapılan “Tarihi Bir Yalan: Kabataş Devri” kitabında yer verdiği Stonehenge hakkındaki tespitlerini tam iki yıl sonra teyit eder nitelikteydi.
BBC’de yayınlanan habere göre; Sayın Adnan Oktar’ın da eserlerinde sıkça vurguladığı gibi, insanlar tarihin her döneminde insanca yaşamış, dönemin koşullarını en iyi şekilde değerlendirerek medeni bir yaşam sürmüşlerdi.
Geçmiş medeniyetlere dair buluntular, evrim teorisinin "ilkelden medeniyete doğru ilerleme" iddialarını geçersiz kılmaktadır. Tarihin akışını incelediğimizde karşımıza çıkan gerçek, insanın her zaman günümüz insanıyla aynı zekaya ve üretici özelliklere sahip olduğudur. Yüz binlerce yıl önce yaşamış insanların ürettikleri eserler ve geride bıraktıkları izler, evrimci iddialardan bambaşka manalar taşır. Bu izleri incelediğimizde görürüz ki, geçmişte yaşamış insanlar da, zekalarıyla, yetenekleriyle yaşadıkları her çağda yeni keşifler yapmışlar, ihtiyaçlarını karşılamışlar ve kendi uygarlıklarını inşa etmişlerdir. 20. yüzyılda gelişen teknolojiyle arkeolojik çalışmalar büyük bir hız kazanmış ve bu hızla birlikte insanlık tarihinin gerçek yüzüne ait önemli deliller toprak altından birer birer toplanmaya başlanmıştır. Böylece binlerce yıl önce, Mısır'da, Orta Amerika'da, Mezopotamya'da ve diğer bölgelerde yaşanan hayatın ve inşa edilen yapıların pek çok yönden günümüzle paralellik gösterdiği ortaya çıkmıştır. İngiltere’de bulunan Stonehenge de bu yapılardan biridir.
5 Bin Yıl Önce İnşa Edilen Muazzam Yapı
Stonehenge, çember halinde yerleştirilmiş, büyük taş bloklardan oluşan yaklaşık 5 bin yıllık bir yapıttır. Ortalama 4.5 metre yüksekliğinde, her biri ortalama 25 ton ağırlığında yaklaşık 30 adet taş bloğun biraraya gelmesiyle oluşmuştur. İngiltere'de bulunan bu yapıt, araştırmacıların çok ilgisini çekmektedir. Bu taş bloklarla ilgili çok fazla teori ortaya atılmıştır ancak asıl cevaplanması gereken soru, Stonehenge’den yaklaşık 380 km uzaklıktan getirildiği tahmin edilen tonlarca ağırlıktaki bu taşların nasıl olup da buraya taşındığıdır. Evrimcilerin insanlığın sözde ilkel koşullarda yaşadığını iddia ettikleri bir dönemde, böyle bir yapı inşa edilmiş olması Darwinizm açısından büyük bir açmazdır. Stonehenge, evrim teorisinin insanlık tarihini açıklamak için öne sürdüğü iddiaları geçersiz kılmaktadır.
Evrimci bilim adamları teorilerini hep önyargılarla yürüttükleri için Stonehenge'in yapıldığı dönemde yaşayanların sadece taş ve ağaç gibi kaba malzemeler kullanarak bu dev yapıyı inşa ettiklerini ispat etmeye çalışırlar. Oysa bilim adamları öne sürdükleri sözde ilkel şartları oluşturarak benzer taşları aynı uzaklıktan taşımaya çalışmışlar, ancak başarılı olamamışlardır. Bu durum bize o dönemde yapılan bu yapının, hiç de ilkel yöntemlerle inşa edilmediğini, tam tersine son derece ileri bir teknoloji ile inşa edildiğini göstermektedir. (www.kabatasdevri.com)
Sayın Adnan Oktar’ın Stonehenge Hakkında Yaptığı Tespitleri Bilim İki Yıl Sonra Teyit Etti.
Sayın Adnan Oktar (Harun Yahya) ilk baskısı Aralık 2005 tarihinde yayınlanan “Tarihi Bir Yalan: Kabataş Devri” isimli kitabında Stonehenge ile ilgili şu tespitlerde bulunmuştur:
“Stonehenge ahşap bir binanın temel taşları olarak yapılmış olabilir. Bunun üstüne kurulacak ahşap bir bina rüzgardan ve fırtınadan etkilenmez. Muhtemelen binanın sadece temelleri kalmış olabilir. Nasıl ve ne şekilde yapılmış olduğu halen tartışılmakta olan Stonehenge'in bilim adamlarınca ortaya çıkarılan bir diğer önemli özelliği de, astronomiyle olan bağlantısıdır. Elde edilen bulgular, bu yapıtı inşa edenlerin mühendislik bilgilerinin yanı sıra, astronomi bilgilerinin de gelişmiş olduğunu göstermektedir.
30 Ocak 2007 tarihinde BBC’nin internet sitesinde yer alan haber Sayın Adnan Oktar’ın tespitlerini teyit eder niteliktedir. Bu haberde Stonehenge dikilitaşlarının yakınında yapılan kazılarda, dikilitaşları yapanlara ait olduğu tahmin edilen bir köyün kalıntılarının bulunduğu duyurulmuştur. Kazılarda MÖ 2600 yıllarına ait olduğu tespit edilen 8 evin kalıntısına rastlanmıştır. Bu evlerde, 4600 yıllık tahta yatak çerçeveleri, tahta raflar ve dolap kalıntıları bulunmuştur. Bunlar gibi en az 100 evin daha olduğu tahmin edilmektedir.
Bu kalıntılar, Sayın Adnan Oktar’ın Stonehenge’in ahşap bir binanın temel taşları olarak yapılmış olabileceği yönündeki fikrini desteklemekte ve o dönemde yaşayan insanların taşı, ahşabı ve metali iyi bir teknolojiyle kullanarak gelişmiş inşaat teknikleri geliştirdiklerini göstermektedir. İnsanlar tarihin her döneminde insanca yaşamış, dönemin koşullarını en iyi şekilde değerlendirerek medeni bir yaşam sürmüşlerdir. Sözde maymundan insana geçen ilkel varlıkların ilkel yaşam sürdükleri bir tarih sadece Darwinistlerin hayallerinde vardır ve Darwinistlerin bu hayalleri bilimsel bulgular tarafından hiçbir zaman doğrulanmamıştır.
BBC’de yayınlanan habere göre; Sayın Adnan Oktar’ın da eserlerinde sıkça vurguladığı gibi, insanlar tarihin her döneminde insanca yaşamış, dönemin koşullarını en iyi şekilde değerlendirerek medeni bir yaşam sürmüşlerdi.
Geçmiş medeniyetlere dair buluntular, evrim teorisinin "ilkelden medeniyete doğru ilerleme" iddialarını geçersiz kılmaktadır. Tarihin akışını incelediğimizde karşımıza çıkan gerçek, insanın her zaman günümüz insanıyla aynı zekaya ve üretici özelliklere sahip olduğudur. Yüz binlerce yıl önce yaşamış insanların ürettikleri eserler ve geride bıraktıkları izler, evrimci iddialardan bambaşka manalar taşır. Bu izleri incelediğimizde görürüz ki, geçmişte yaşamış insanlar da, zekalarıyla, yetenekleriyle yaşadıkları her çağda yeni keşifler yapmışlar, ihtiyaçlarını karşılamışlar ve kendi uygarlıklarını inşa etmişlerdir. 20. yüzyılda gelişen teknolojiyle arkeolojik çalışmalar büyük bir hız kazanmış ve bu hızla birlikte insanlık tarihinin gerçek yüzüne ait önemli deliller toprak altından birer birer toplanmaya başlanmıştır. Böylece binlerce yıl önce, Mısır'da, Orta Amerika'da, Mezopotamya'da ve diğer bölgelerde yaşanan hayatın ve inşa edilen yapıların pek çok yönden günümüzle paralellik gösterdiği ortaya çıkmıştır. İngiltere’de bulunan Stonehenge de bu yapılardan biridir.
5 Bin Yıl Önce İnşa Edilen Muazzam Yapı
Stonehenge, çember halinde yerleştirilmiş, büyük taş bloklardan oluşan yaklaşık 5 bin yıllık bir yapıttır. Ortalama 4.5 metre yüksekliğinde, her biri ortalama 25 ton ağırlığında yaklaşık 30 adet taş bloğun biraraya gelmesiyle oluşmuştur. İngiltere'de bulunan bu yapıt, araştırmacıların çok ilgisini çekmektedir. Bu taş bloklarla ilgili çok fazla teori ortaya atılmıştır ancak asıl cevaplanması gereken soru, Stonehenge’den yaklaşık 380 km uzaklıktan getirildiği tahmin edilen tonlarca ağırlıktaki bu taşların nasıl olup da buraya taşındığıdır. Evrimcilerin insanlığın sözde ilkel koşullarda yaşadığını iddia ettikleri bir dönemde, böyle bir yapı inşa edilmiş olması Darwinizm açısından büyük bir açmazdır. Stonehenge, evrim teorisinin insanlık tarihini açıklamak için öne sürdüğü iddiaları geçersiz kılmaktadır.
Evrimci bilim adamları teorilerini hep önyargılarla yürüttükleri için Stonehenge'in yapıldığı dönemde yaşayanların sadece taş ve ağaç gibi kaba malzemeler kullanarak bu dev yapıyı inşa ettiklerini ispat etmeye çalışırlar. Oysa bilim adamları öne sürdükleri sözde ilkel şartları oluşturarak benzer taşları aynı uzaklıktan taşımaya çalışmışlar, ancak başarılı olamamışlardır. Bu durum bize o dönemde yapılan bu yapının, hiç de ilkel yöntemlerle inşa edilmediğini, tam tersine son derece ileri bir teknoloji ile inşa edildiğini göstermektedir. (www.kabatasdevri.com)
Sayın Adnan Oktar’ın Stonehenge Hakkında Yaptığı Tespitleri Bilim İki Yıl Sonra Teyit Etti.
Sayın Adnan Oktar (Harun Yahya) ilk baskısı Aralık 2005 tarihinde yayınlanan “Tarihi Bir Yalan: Kabataş Devri” isimli kitabında Stonehenge ile ilgili şu tespitlerde bulunmuştur:
“Stonehenge ahşap bir binanın temel taşları olarak yapılmış olabilir. Bunun üstüne kurulacak ahşap bir bina rüzgardan ve fırtınadan etkilenmez. Muhtemelen binanın sadece temelleri kalmış olabilir. Nasıl ve ne şekilde yapılmış olduğu halen tartışılmakta olan Stonehenge'in bilim adamlarınca ortaya çıkarılan bir diğer önemli özelliği de, astronomiyle olan bağlantısıdır. Elde edilen bulgular, bu yapıtı inşa edenlerin mühendislik bilgilerinin yanı sıra, astronomi bilgilerinin de gelişmiş olduğunu göstermektedir.
30 Ocak 2007 tarihinde BBC’nin internet sitesinde yer alan haber Sayın Adnan Oktar’ın tespitlerini teyit eder niteliktedir. Bu haberde Stonehenge dikilitaşlarının yakınında yapılan kazılarda, dikilitaşları yapanlara ait olduğu tahmin edilen bir köyün kalıntılarının bulunduğu duyurulmuştur. Kazılarda MÖ 2600 yıllarına ait olduğu tespit edilen 8 evin kalıntısına rastlanmıştır. Bu evlerde, 4600 yıllık tahta yatak çerçeveleri, tahta raflar ve dolap kalıntıları bulunmuştur. Bunlar gibi en az 100 evin daha olduğu tahmin edilmektedir.
Bu kalıntılar, Sayın Adnan Oktar’ın Stonehenge’in ahşap bir binanın temel taşları olarak yapılmış olabileceği yönündeki fikrini desteklemekte ve o dönemde yaşayan insanların taşı, ahşabı ve metali iyi bir teknolojiyle kullanarak gelişmiş inşaat teknikleri geliştirdiklerini göstermektedir. İnsanlar tarihin her döneminde insanca yaşamış, dönemin koşullarını en iyi şekilde değerlendirerek medeni bir yaşam sürmüşlerdir. Sözde maymundan insana geçen ilkel varlıkların ilkel yaşam sürdükleri bir tarih sadece Darwinistlerin hayallerinde vardır ve Darwinistlerin bu hayalleri bilimsel bulgular tarafından hiçbir zaman doğrulanmamıştır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder