4 Aralık 2011 Pazar

Yapılan Son Araştırmalar Tüylü Dinozor İddialarına Darbe İndirdi


Ortada kuşlar ve sürüngenler arasında "ara form" oluşturacak tek bir fosil bile yoktur...
Güney Afrika'daki Durban-Westville Üniversitesi'nden bir paleontolog olan Theagarten (Solly) Lingham-Soliar, "dinozor tüyü" diye adlandırılan tüye benzer fosilleşmiş yapıların, sadece çürüyen dinozor bağ dokuları olabileceğini fotoğraflarla belgeledi.

Profesör Lingham-Soliar, bir yunusu bir yıl boyunca yarı hava geçiren bir nehir içine gömerek bir deney gerçekleştirdi. Yapılan deney için yunusun seçilmesinin sebebi, et dokusunun kolaylıkla analiz edilebilmesiydi. Bu sürenin sonunda Güney Afrikalı profesör, yunusta çoğu canlının vücudunda bulunan ve bağ dokusunu oluşturan kolajen demetlerini, mikroskop altında yakından inceledi. Profesör Lingham-Soliar'a göre çürümüş yunus bedenindeki çözülmüş kolajen demetleri, "şaşırtıcı biçimde tüylere benzerlik göstermekte"ydi. 1( Stephen Strauss, "Buried dolphin corpse serves science", 11 Kasım 2003; http://www.globeandmail.com/servlet/ArticleNews/TPStory/LAC/20031111/UDINO11/TPScience/)

Alman Naturwissenschaften dergisi bu gelişme ile ilgili şu yorumda bulundu:

Bu bulgular tüylü dinozor tezini destekleyen kişilerin görsel resimlere dayanmalarına ciddi şüphe düşürmekte ve günümüz tüylerininin başvuru kaynağı olarak kullanılacak daha ciddi teşhis yöntemlerine ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. 2(Stephen Strauss, "Buried dolphin corpse serves science", 11 Kasım 2003; http://www.globeandmail.com/servlet/ArticleNews/TPStory/LAC/20031111/UDINO11/TPScience/)

Bu bulguyla birlikte, bir yunusun bile "dinozor tüyü" denen izleri bırakabileceği ortaya çıktı. Bu sonuç, "dinozor tüyü" sahibi canlıları kuş saymanın hiçbir dayanağı olmadığını bir kez daha gösteriyordu.

Feduccia, dino-kuş iddialarının savunucularından Richard O. Prum'u örnek vererek bu konudaki ön yargılı yaklaşıma şöyle değinmektedir:

Prum'un görüşü pek çok paleontolog tarafından paylaşılmaktadır: Kuşlar dinozordur; dolayısıyla dromaeosaurlar (theropod dinozorlar) üzerinde korunmuş herhangi bir ipliksi yapı, mutlaka ilkel kuş tüyü olmalıdır.

Feduccia'ya göre bu ön yargıyı çürüten nedenlerden biri, kuşlarla hiçbir ilgisi kurulamayacak fosillerde de söz konusu "dino-fuzz" izlerine rastlanmasıdır:

En önemlisi, dino-fuzz şimdi artık çok sayıda kategoride keşfedilmektedir. Bunların bazıları henüz yayınlanmamıştır, ama özellikle Çin'de bulunmuş bir Pterozor'da (uçan sürüngen) ve bir Therizinosaur'da (etobur bir dinozor grubu) bunlar bulunmuştur. En şaşırtıcı durum ise, dino-fuzz'a çok benzeyen deri fiberlerinin Jurasik devre ait bir Ichthyosaur'da da bulunmuş ve detaylı olarak tarif edilmiş olmasıdır. (Ichthyosaurlar, soyu tükenmiş deniz sürüngenleridir.) Söz konusu canlılardaki dallanmış fiberlerin bazıları, morfoloji açısından, "ilkel kuş tüyleri" (protofeather) denen ve (Çinli paleontolog) Xu tarafından tanımlanan yapılara çok benzerdir. Sözde "ilkel kuş tüylerinin" Archosaurlarda (Mezozoik döneme ait sürüngenlerde) böyle geniş bir dağılıma sahip olması, bunların kuş tüyleri ile hiçbir ilgileri olmadığını tek başına gösteren bir delildir.

Feduccia, geçmişte de fosillerin çevresinde bazı yapılar bulunduğunu, ancak fosile ait sanılan bu yapıların, sonradan inorganik maddeler olduğunun belirlendiğini hatırlatmaktadır:

İnsanın aklına, Solnhofen fosillerinde bulunan ve dendritler olarak bilinen çalı benzeri izler gelmektedir. Bitkiye benzer şekillerine rağmen, bu yapıların aslında, fosil yataklarında, çatlaklardan veya fosillerin kemiklerinden oksitlenerek sızan manganez solüsyonunun etkisiyle oluşan inorganik yapılar olduğu artık bilinmektedir. (Alan Feduccia, "Birds are Dinosaurs: Simple Answer to a Complex Problem", The Auk, cilt 119, no. 4, Ekim 2002, s. 1187-1201)

Bu konuda dikkat çekici bir diğer nokta ise, "tüylü dinozor" olarak gündeme getirilen fosillerin tümünün Çin'de bulunmuş olmasıdır. Acaba bu fosiller neden dünyanın başka hiçbir yerinde değil de Çin'de ortaya çıkmaktadır? Hem de Çin'deki fosil yatakları, sadece "dino-fuzz" gibi belirsiz bir yapıyı değil, aynı zamanda kuş tüylerini de son derece iyi şekilde saklayabilecek bir yapıya sahipken? Feduccia bu şüpheli duruma şöyle dikkat çekmektedir:

Aynı zamanda, neden vücudun dış yüzeyinin saklanabildiği başka yataklarda bulunan başka theropodların ve diğer dinozorların hiçbir "dino-fuzz"a sahip olmadıkları, aksine herhangi bir kuş tüyü benzeri yapıdan tamamen yoksun gerçek sürüngen derisine sahip oldukları da açıklanmalıdır. Ve neden dino-fuzz'a sahip Çinli dromaeosaur fosilleri, normalde bekleneceği şekilde kuş tüyü sapı sergilememektedirler? Eğer bunlar gerçekten var olsa, kolaylıkla korunmuş olabilirdi.

Peki Çin'de bulunan tüm bu sözde "tüylü dinozorlar" nedir? Sürüngenler ile kuşlar arasında ara geçiş formları gibi gösterilen bu canlıların gerçek kimliği nedir? Feduccia, "tüylü dinozor" olarak gösterilen canlıların bir kısmının "dino-fuzz" sahibi soyu tükenmiş sürüngenler, bazılarının da gerçek kuşlar olduğunu şöyle açıklamaktadır:

Açıktır ki, aslında, Çin'in Yixian ve Jiufotang bölgelerindeki Kretase devrine ait göl yataklarında iki farklı fosil olgusu vardır; birisi "dino-fuzz" kalıntıları sergileyen -ki bunun iyi bir örneği sözde "tüylü dinozor"ların ilk bulunan örneği olan Sinosauropteryx'tir- gruptur. Diğeri ise gerçekten kuş tüylerine sahip olanlardır; Nature dergisinin kapağında gösterilen ve tüylü dinozorlar olarak sunulan ancak sonradan önemsiz, uçucu olmayan kuşlar olduğu anlaşılan fosiller gibi. (Alan Feduccia, "Birds are Dinosaurs: Simple Answer to a Complex Problem", The Auk, cilt 119, no. 4, Ekim 2002, s. 1187-1201)

Peter Dodson ise "Şunu eklemek konusunda acele ediyorum ki, bilinen küçük theropodların hiçbiri -bunlara Deinonychus, dromaeosaurus, Velociraptor, Unenlagia, Sinosauropteryx, Protarcheæopteryx, Caudipteryx de dahil olmak üzere- kuşların kökenine ait değil. Bunların hepsi Kretase devrine ait fosiller..." der. (Peter Dodson, "Origin of Birds: The Final Solution?", American Zoologist, cilt 40, 2000, s. 505-506) Bunun anlamı, bu canlıların kuşların atası olamayacağıdır, çünkü bilinen ilk kuş olan Archæopteryx, Kretase devrinden çok önceleri yaşamıştır.

Kısacası, tüm dünyaya "tüylü dinozor" veya "dino-kuş" olarak gösterilen fosiller, ya tavuklar gibi uçucu olmayan bazı kuşlara ya da "dino-fuzz" denen, ancak kuş tüyleri ile ilgisi bulunmayan bir yapıya sahip olan sürüngenlere aittir. Ortada kuşlar ve sürüngenler arasında "ara form" oluşturacak tek bir fosil bile yoktur. Dolayısıyla, "kuşlar dinozordur" tezinin fosillerle kanıtlandığı iddiası tümüyle gerçek dışıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder