Doğal seleksiyon, en uygun olanın hayatta kalmasıdır ve totoloji 'en uygun' ifadesinde ortaya çıkmaktadır...
Türlerin kökeninin açıklaması olarak kabul edilen doğal seleksiyon aslında bilimsel bir teori değil, bir totoloji, yani kısır döngü bir mantıktır. Totoloji, bir bilgi verme görüntüsünde olan, ancak gerçekte sadece kısır döngü içinde olan ifadelerdir. Totolojiler, yeni bir bilgi vermezler, denenemezler ve bu nedenlerden dolayı bilimsel değildirler. Totolojiye verilebilecek basit bir örnek şu cümledir: 'Bütün şapkalar şapkadır'. Bu doğru bir cümledir, ancak bize hiçbir bilgi veya açıklama vermez. Totoloji esprilerde veya şiirlerde kullanılır, ancak kesinlikle bilimsel açıklamalarda kullanılmaz.
Bilim, sonuçları sebepleri ile açıklar. Sonuçlar ve sebepler farklı olduğundan, nedensel bir açıklamanın iki tarafı da aynı olamaz. Totolojide ise sebep ve sonuç aynıdır. Bu nedenle ortada bir açıklama yoktur, sadece ilk bakışta bir açıklama varmış görünümü olur. Örneğin doktor 'babanızın sağırlığının nedeni duyma bozukluğu' dediğinde bu bir totolojidir. Doktor, babanızın neden sağır olduğu ile ilgili bir açıklama getirmemektedir. Cümlede, sebep ve sonuç gibi görünen iki bölüm bulunmaktadır, ancak her ikisi de tamamen aynı anlama gelmektedir ve biri diğerini açıklamamaktadır.
Totolojiler, hiçbir açıklama getirmemelerinin yanında, yanlışlanabilir olmamaları ve test edilememeleri nedeniyle de bilimsel kabul edilmezler.
Doğal seleksiyon da evrimciler tarafından totoloji olarak formüle edilmektedir. Doğal seleksiyon, en uygun olanın hayatta kalmasıdır ve totoloji 'en uygun' ifadesinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü 'en uygun olanlar', hayatta kalan olarak tanımlanmaktadır. 'Kim en uygun?' diye sorduğumuzda, aldığımız cevap 'hayatta kalanlar' olmaktadır. 'Kim hayatta kalır?' sorusuna aldığımız cevap ise, 'en uygun olanlar'dır. Bu durumda Doğal seleksiyon, 'hayatta kalanların hayatta kalışıdır.' Bu kısır döngü içinde bir mantıktır.
Bazı evrimciler, doğal seleksiyonun totolojiden ibaret olmadığını, bunun kendilerine Yaratılışı savunanlar tarafından yöneltilen bir itham olduğunu öne sürerler. Oysa, önde gelen evrimciler de, doğal seleksiyonun önermesinin bir totoloji olduğunu kabul etmektedirler. Bu nedenle, önde gelen bazı evrimcilerin, doğal seleksiyon tezinin bir totolojiden ibaret olduğu yönündeki açıklamalarına yer vermeyi gerekli görüyoruz.
Örneğin İngiliz genetikçi J.B.S. Haldane, doğal seleksiyonun bir totoloji olduğunu 'en uygun olan hayatta kalır ifadesi bir totolojidir.' (J.B.S. Haldane, "Darwinism Under Revision", in Rationalist Annual (1935), s. 24) diyerek kabul etmiştir.
Kanada McGill Üniversitesinden, ekoloji profesörü R. H. Peters, evrim teorilerinin totolojiden ibaret olduğunu ve bilimsel teoriler olarak kabul edilemeyeceklerini belirtmektedir:
Ekoloji söz konusu olduğunda "evrim teorisinin" varsayımlarda bulunmayacağını, bunun yerine yalnızca deneyciliği (teoriler) sınıflandırmak ve bu tip bir sınıflandırmanın gerekli kılacağı ilişkileri göstermek için kullanılabilecek bir mantık formülü olduğunu iddia ediyorum. Bu teoriler aslında totolojiden ibarettir ve böylelikle deneycilik açısından test edilebilir varsayımlar yapamamaktadır. Kesinlikle bilimsel teoriler değildirler. (R.H. Peters, "Tautology in Evolution and Ecology", American Naturalist (1976), Vol. 110, No. 1, s. 1)
Johns Hopkins Universitesi'nden Prof. Steven Stanley de, Macroevolution: Pattern and Process adlı kitabında doğal seleksiyon için şöyle demektedir:
Doğal seleksiyonu doğru bir teoriden çok bir totoloji olarak görenlere katılma eğilimindeyim. (Steven Stanley, Macroevolution: Pattern and Process (1979), John Hopkins University, s. 193)
Çağımızın en büyük bilim felsefecilerinden biri olarak kabul edilen Karl Popper ise, Fisher, Haldane, Simpson gibi evrimcilerden de örnekler vererek şöyle demektedir:
En büyük çağdaş Darwinistlerden bazıları teoriyi öyle formüle ediyorlarki, 'en çok soy bırakan organizmalar en çok yavru bırakır' totolojisi ortaya çıkıyor. (K.R. Popper, A Pocket Popper, ed. David Miller, Fontana, London, 1983; s. 242)
Bir bakteri hücresinin nasıl olup da bir balığa, bir balığın nasıl olup da bir kuşa, bir sürüngenin nasıl olup da bir insana dönüşebildiğini öğrenmek isteyen bir insana, 'en çok yavru bırakan organizmaların en çok yavru bırakanlar olduğunu' söyleyerek o insanın sorusunun cevaplanmayacağı açıktır. Doğal seleksiyon türlerin evrimini açıklayamamaktadır. Evrimciler ise bunun farkında olmalarına rağmen, mantık yürütmeler ve kelime oyunları ile, doğal seleksiyon ile evrimi kulağa mantıklı gelen bir hipotez olarak göstermeye çalışmaktadırlar.
Gould gibi bazı evrimciler ise, doğal seleksiyonun savunuculuğunu yapmak konusunda kararsızdırlar. Gould, 'Darwinist etiketi büyük bir gururla taşımama rağmen, doğal seleksiyonun en ateşli savunucuları arasında değilim.' (Stephen J. Gould, Ever Since Darwin, W. W. Norton, NewYork, 1977, s. 39) diyerek bu isteksizliğini itiraf etmiştir.
Darwin ise, doğal seleksiyon ile evrim tezini öne süren kişi olmasına rağmen, 'Doğal seleksiyon teorisinin, kendim göremememe rağmen pek çok hata içerdiğini ileride anlayacağım.' diyerek oldukça 'ileri görüşlü' bir tespitte bulunmuştur. (Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, New York:D. Appleton and Company, 1888, s.10 )
Evrimci bilim adamlarının ise, kısır döngü mantıkları içeriğini düşünmeden tekrarlayıp durmaları ve doğal seleksiyonu evrimleştirici bir güç olarak görebilmeleri oldukça şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Pek çok insan, evrim teorisine, gerçekte neye inandığını bilmeden inanmaktadır. Bilim felsefecisi Arthur Koestler bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:
Bu arada, eğitimli insanlar -rastgele mutasyonların konuyla ilgisiz olduğunun ve doğal seleksiyonun bir totoloji olduğunun ortaya çıktığı gerçeğinden büyük ölçüde habersiz olarak- Darwin'in rastgele mutasyonlar ve doğal seleksiyon büyülü formülüyle tüm gerekli cevapları sağladığına inanmaya devam etmektedir. (Arthur Koestler, Janus: A summing Up, Vintage Books; 1978, s. 185.)
Bilim, sonuçları sebepleri ile açıklar. Sonuçlar ve sebepler farklı olduğundan, nedensel bir açıklamanın iki tarafı da aynı olamaz. Totolojide ise sebep ve sonuç aynıdır. Bu nedenle ortada bir açıklama yoktur, sadece ilk bakışta bir açıklama varmış görünümü olur. Örneğin doktor 'babanızın sağırlığının nedeni duyma bozukluğu' dediğinde bu bir totolojidir. Doktor, babanızın neden sağır olduğu ile ilgili bir açıklama getirmemektedir. Cümlede, sebep ve sonuç gibi görünen iki bölüm bulunmaktadır, ancak her ikisi de tamamen aynı anlama gelmektedir ve biri diğerini açıklamamaktadır.
Totolojiler, hiçbir açıklama getirmemelerinin yanında, yanlışlanabilir olmamaları ve test edilememeleri nedeniyle de bilimsel kabul edilmezler.
Doğal seleksiyon da evrimciler tarafından totoloji olarak formüle edilmektedir. Doğal seleksiyon, en uygun olanın hayatta kalmasıdır ve totoloji 'en uygun' ifadesinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü 'en uygun olanlar', hayatta kalan olarak tanımlanmaktadır. 'Kim en uygun?' diye sorduğumuzda, aldığımız cevap 'hayatta kalanlar' olmaktadır. 'Kim hayatta kalır?' sorusuna aldığımız cevap ise, 'en uygun olanlar'dır. Bu durumda Doğal seleksiyon, 'hayatta kalanların hayatta kalışıdır.' Bu kısır döngü içinde bir mantıktır.
Bazı evrimciler, doğal seleksiyonun totolojiden ibaret olmadığını, bunun kendilerine Yaratılışı savunanlar tarafından yöneltilen bir itham olduğunu öne sürerler. Oysa, önde gelen evrimciler de, doğal seleksiyonun önermesinin bir totoloji olduğunu kabul etmektedirler. Bu nedenle, önde gelen bazı evrimcilerin, doğal seleksiyon tezinin bir totolojiden ibaret olduğu yönündeki açıklamalarına yer vermeyi gerekli görüyoruz.
Örneğin İngiliz genetikçi J.B.S. Haldane, doğal seleksiyonun bir totoloji olduğunu 'en uygun olan hayatta kalır ifadesi bir totolojidir.' (J.B.S. Haldane, "Darwinism Under Revision", in Rationalist Annual (1935), s. 24) diyerek kabul etmiştir.
Kanada McGill Üniversitesinden, ekoloji profesörü R. H. Peters, evrim teorilerinin totolojiden ibaret olduğunu ve bilimsel teoriler olarak kabul edilemeyeceklerini belirtmektedir:
Ekoloji söz konusu olduğunda "evrim teorisinin" varsayımlarda bulunmayacağını, bunun yerine yalnızca deneyciliği (teoriler) sınıflandırmak ve bu tip bir sınıflandırmanın gerekli kılacağı ilişkileri göstermek için kullanılabilecek bir mantık formülü olduğunu iddia ediyorum. Bu teoriler aslında totolojiden ibarettir ve böylelikle deneycilik açısından test edilebilir varsayımlar yapamamaktadır. Kesinlikle bilimsel teoriler değildirler. (R.H. Peters, "Tautology in Evolution and Ecology", American Naturalist (1976), Vol. 110, No. 1, s. 1)
Johns Hopkins Universitesi'nden Prof. Steven Stanley de, Macroevolution: Pattern and Process adlı kitabında doğal seleksiyon için şöyle demektedir:
Doğal seleksiyonu doğru bir teoriden çok bir totoloji olarak görenlere katılma eğilimindeyim. (Steven Stanley, Macroevolution: Pattern and Process (1979), John Hopkins University, s. 193)
Çağımızın en büyük bilim felsefecilerinden biri olarak kabul edilen Karl Popper ise, Fisher, Haldane, Simpson gibi evrimcilerden de örnekler vererek şöyle demektedir:
En büyük çağdaş Darwinistlerden bazıları teoriyi öyle formüle ediyorlarki, 'en çok soy bırakan organizmalar en çok yavru bırakır' totolojisi ortaya çıkıyor. (K.R. Popper, A Pocket Popper, ed. David Miller, Fontana, London, 1983; s. 242)
Bir bakteri hücresinin nasıl olup da bir balığa, bir balığın nasıl olup da bir kuşa, bir sürüngenin nasıl olup da bir insana dönüşebildiğini öğrenmek isteyen bir insana, 'en çok yavru bırakan organizmaların en çok yavru bırakanlar olduğunu' söyleyerek o insanın sorusunun cevaplanmayacağı açıktır. Doğal seleksiyon türlerin evrimini açıklayamamaktadır. Evrimciler ise bunun farkında olmalarına rağmen, mantık yürütmeler ve kelime oyunları ile, doğal seleksiyon ile evrimi kulağa mantıklı gelen bir hipotez olarak göstermeye çalışmaktadırlar.
Gould gibi bazı evrimciler ise, doğal seleksiyonun savunuculuğunu yapmak konusunda kararsızdırlar. Gould, 'Darwinist etiketi büyük bir gururla taşımama rağmen, doğal seleksiyonun en ateşli savunucuları arasında değilim.' (Stephen J. Gould, Ever Since Darwin, W. W. Norton, NewYork, 1977, s. 39) diyerek bu isteksizliğini itiraf etmiştir.
Darwin ise, doğal seleksiyon ile evrim tezini öne süren kişi olmasına rağmen, 'Doğal seleksiyon teorisinin, kendim göremememe rağmen pek çok hata içerdiğini ileride anlayacağım.' diyerek oldukça 'ileri görüşlü' bir tespitte bulunmuştur. (Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, New York:D. Appleton and Company, 1888, s.10 )
Evrimci bilim adamlarının ise, kısır döngü mantıkları içeriğini düşünmeden tekrarlayıp durmaları ve doğal seleksiyonu evrimleştirici bir güç olarak görebilmeleri oldukça şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Pek çok insan, evrim teorisine, gerçekte neye inandığını bilmeden inanmaktadır. Bilim felsefecisi Arthur Koestler bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:
Bu arada, eğitimli insanlar -rastgele mutasyonların konuyla ilgisiz olduğunun ve doğal seleksiyonun bir totoloji olduğunun ortaya çıktığı gerçeğinden büyük ölçüde habersiz olarak- Darwin'in rastgele mutasyonlar ve doğal seleksiyon büyülü formülüyle tüm gerekli cevapları sağladığına inanmaya devam etmektedir. (Arthur Koestler, Janus: A summing Up, Vintage Books; 1978, s. 185.)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder